Pandemi öncesi İstanbul’daki bir arkadaşım heyecanla beni aradı. “Yahu bu zeytin ne acı bir şeymiş, dalından koparıp ısırdım ve ağzımın içi yandı, acı mı acı” Acaba neden?
Bildiğiniz gibi zeytinin doğasında fenolik dediğimiz bir madde var. Neden mi? Zeytin de kendisini korumak istediği için olabilir. Canlıların farklı fenolik bileşenler oluşturduğu biliniyor ve bunun bir koruma mekanizması olduğu düşünülüyor. Zeytinlerde doğal olarak bulunan sağlığımıza faydalı bileşenler zeytine acı tadını verirler. Ama Oleuropein bu konuda daha öne çıkıyor. Fenolik bileşenlerin işte bu acı tadın oluşmasında etkisi büyük ama bu acı tadın oluşmasına sebep olsa da faydası bir o kadar çok.
Zeytinyağlarında bulunan fenolik bileşenlerle zeytinyağlarında bulunan bileşenler birbirinden farklı. Zeytinyağlarından bulunan bu fenolik bileşenlerin Akdenizlilerin sağlığı üzerinde olumlu etkileri olduğu düşünülüyor. Beslenme uzmanları Akdeniz ülkelerindeki kronik hastalıklara yakalanma riskinin düşük olmasını, kanser ve kroner kalp rahatsızlığı görülme azlığını zeytinyağı ile beslenilmesine bağlıyorlar.
Elbette besin değerini koruyacak şekilde zeytinyağı çıkarmak ya da sofralık zeytinleri tüketiciye ulaştırmak pek kolay bir iş değil. Kaliteli zeytin ve zeytinyağı üretimi özen ve sabır isteyen, her sürecin titizlikle planlanmasını gerektiren bir yöntemler bütününe ihtiyaç duyuyor.
Taze bir meyve gibi görünse de zeytinler meyve gibi dalından koparılıp da yenilebilen besinlerden değil. Yiyecek olarak sofralarımıza gelmesi için özel işlemlerden geçmesi gerekir ve bu yöntemler hemen hemen herkes tarafından bilinir. Su ve tuzda bekletmek bunlardan en öne çıkan yöntemdir. Elbette yağda bekletmek de uygundur. Sofralık olarak değerlendirilmesi için içindeki acı su dediğimiz kısmın ayrıştırılması, bunun içinde işlenmesi gerekiyor. Ancak bu şekilde bir yöntemle zeytinler yenebilir duruma getirilir.
Bilgem Zeytincilik olarak zeytinlerimizi 6 ile 9 ay arasında sizlerin sofrasına gelecek ve yenecek hale getiriyoruz. Neden bu kadar uzun sürede derseniz tamamen doğal yöntemleri seçtiğimiz için. Eğer doğalın peşinde olmasaydık kostik kullanarak bir gecede bu işi halledebilirdik.
Siyah Çevirme/Yuvarlama zeytinimizde yukarıda belirttiğimiz doğal yöntemler uygulandığı için çok hafif bir acılık olabilir ama bu da zeytinin içinde hala vücudumuza yararlı moleküllerin varlığına işarettir.
Tuzsuz, Siyah Çevirme/Yuvarlama zeytinimiz ise özellikle tuz kullanamayan zeytin severlerin kullanımı içindir.
Yeşil salamura zeytinimiz yine salamura suyunda tuz, asitlik dengeleyici ile 6 – 9 ayda doğal fermantasyonla yenebilir hale geliyor.
Zeytinlerimizi 900 gr veya 1 kg lik pet ambalajlarda satışa sunuyoruz.
Gıdanın tarihi yaşamın tarihi kadar eski. Canlılar besin ihtiyaçları için bilimden, sanattan ve kültürel aktarımdan yararlanarak bu alanda akla hayale sığmayacak yöntemler geliştirmeyi başardı. Zeytin de bu yolculukta en öne çıkan ürünlerin başında geliyor.
Kim bilir kaç insan benzer bir deneyimi yaşadı. Bu da ne acı bir şey dedi ama bunu nasıl yiyebileceğim bir besine dönüştürebilirim diye düşündü ve ortaya bugün bize eşsiz lezzetler sunan farklı besinleri tamamlayan zeytin ürünlerinin çıkmasına vesile oldu. BU acı deneyimi yaşayıp da vazgeçmeyen ve sonunda kültürümüze eşsiz bir lezzet armağan eden ya da edenler acaba kimlerdi? Bir başka yazının konusu da bu olabilir belki.
Yani yediğiniz zeytinde ve zeytinyağında acı bir tat varsa doğal ve polifenol açısından zengin bir besin olduğunu unutmayın. Bilgem Zeytin olarak sağlığınız için bileşenler açısından zengin besinleri sizlere ulaştırmak adına en uygun koşullarda zeytinlerimizi ve zeytinyağlarımızı ürettiğimizin altını çizelim.
Belki biz de bu konuda önümüzdeki zamanlarda sizlere sürprizler yapabiliriz. Ne dersiniz, polifenol açısından zengin zeytinyağlarını da ürün portföyümüzde görmek ister misiniz?
Comments